Zagreb seyahatimizin ikinci gününde, bu geziye çıkma sebebimiz olan Plitvice Milli Parkı’na ve yol üzerinde bulunan Rastoke kasabasına gittik. Bence ölmeden önce görülmesi gereken yerler listelerine mutlaka girmesi gereken bir doğal güzellik. Aşağıdaki resim size de masal diyarı gibi gelmiyor mu?
Rastoke kasabasında bir kahve molası verdikten sonra Plitvice Milli Parkı’na gitmek üzere yolumuza devam ettik. Zagreb’ten otobüsle yaklaşık 2-2,5 saat uzaklıkta, Bosna-Hersek sınırına yakın bir yerde. Yol boyunca yemyeşil ve tertemiz köyevleri sizi hayran bırakırken, savaş sırasında kurşun ve bomba yağmuruna tutulmuş evlerin kalıntıları içinizi burkabiliyor.
Plitvice Milli Parkı UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Giriş
ücretli ve upuzun bir ziyaretçi kuyruğu var. Turla gittiğimiz için beklemeden
içeri giren şanslılardan olduk.
İçeri girdiğiniz andan itibaren yeşil, mavi ve turkuazın her tonunu barındıran doğa sizi büyülüyor. ”Yeryüzündeki Cennet” ifadesi burası için yazılmış olabilir. Farklı seviyelerdeki 16 göl ve gölleri birbirine bağlayan 300’ü aşkın şelale var. Hava durumuna ve su seviyesine göre bazı göller ziyarete kapalı olabiliyor.
Oldukça sıkı koruma tedbirleri alınmış. Dur şu kenarda bir mangal yapayım, olmadı suya girip serinlerim şeklinde yurdum insanı düşüncelerinizi kapının dışında bırakacaksınız. Zaten her yer öyle bakımlı ve temiz ki. Parkta 156 kuş, 321 kelebek,20 farklı türde yarasa ve boz ayılar yaşıyormuş, ki kendileriyle karşılaşmadığım için çok mutluyum.
Park trekking meraklıları için ideal. Zaman zaman çamurlu kaygan zeminde bir tarafı dik uçurum, bir tarafı sık orman olan daracık patikalarda yürürken yüreğim ağzıma gelmedi diyemem. Ancak her adımda karşılaştığınız birbirinden güzel manzaralar insana her şeyi unutturuyor. Parkın içinde kafeler, her bütçeye uygun oteller, göllerin etrafında tekneyle gidebileceğiniz restoranlar mevcut. Plitvice tekrar tekrar gidip görmek isteyebileceğim ve imkanı olan herkese önerebileceğim bir yer. Gezimiz sırasında tek yağmurlu gün buraya denk geldi. Güzel resimler çekemeyeceğiz diye çok üzülmüştüm ancak, bence hava ortamın etkisini daha da arttırdı. Neyse artık ben susuyorum ve fotoğraflar konuşuyor.
yürüyüş yolları konusunda haksız mıyım :)
Bugünlük de bu kadar. Zagreb doğal güzellikleri bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bir sonraki postumda şehrin göbeğinde 17 hektarlık alana kurulmuş muhteşem bir Park'ı anlatacağım. Tamam tamam alışveriş kısmına da geçiş yaparız :))
Bayıldım bayıldım bayıldım! Uzunca bir süre gerçek olduğunu anlayamadım kartpostal olmalı bunlar, çizim olabilir diye düşündüm=) İnsanın ömrü uzar burda yaa
YanıtlaSilçok sevindim beğenmene...inan benim de ilk tepkim buydu, film stüdyosu gibi :)
Silİlk bölüm gibi bunuda buyuk bir keyifle okudum. Akıcı ve sıkılmadan okudugum Zagreb'i gezmiş kadar oldum. Tur düzenlesen ilk katılacak kişi benim:)
YanıtlaSilne kadar mutlu oldum bilemezsin, çok teşekkür ederim güzel yorumun için :)
Sil